Burdur’un doğal zenginliklerinden biri olan Salda Gölü, turkuaz renkli suyu ve beyaz kumsallarıyla ünlü bir cennet olarak biliniyor. Ancak, göl son yıllarda kuraklık ve insan kaynaklı etkinliklerin etkisiyle ciddi bir tehlike altında. Türkiye Tabiatını Koruma Derneği (TTKD) bilim danışmanı Dr. Erol Kesici’nin verdiği bilgilere göre, gölün yüzey alanı son 5 yılda yaklaşık 3 kilometrekare azaldı. 44 kilometrekare olan göl alanı, 41 kilometrekarenin altına düşerek alarm veriyor.
Çekilme ve Derinlik Kaybı Endişe Verici
Mars’taki yüzeyi andıran yapısıyla bilim dünyasının ilgisini çeken Salda Gölü, beyaz adacıkları ve berrak suyu ile biliniyor. Fakat son yıllarda artan kuraklık ve insan etkisi, gölde hem su kaybına hem de ekolojik bozulmalara yol açtı. Dr. Kesici, göl kıyılarındaki çekilmenin 18 ila 100 metre arasında değiştiğini belirtti. Ayrıca, gölün batı kesimindeki beyaz adacıkların çevresindeki su seviyesinin de ciddi şekilde düştüğünü ifade etti. Gölün derinliği de önceki yıllarda 184 metre iken, artık 180 metrenin altına inmiş durumda. Huni biçimindeki göl yapısı nedeniyle, kıyılardaki su kayıpları daha belirgin hale geldi ve bazı yerlerde bu azalma 16 metreyi buldu. Ayrıca, kuruma nedeniyle göl çevresinde derin yarıklar ve kararmış alanlar oluştu.
Obruk Riski ve Toprak Çökmesi Tehlikesi
Dr. Kesici, göl çevresindeki toprak yapısının tahrip olduğunu belirterek, su seviyesindeki azalmaların toprak deformasyonlarına yol açtığını ifade etti. “Salda Gölü havzasında yapılan asfalt yol çalışmaları, yeraltı su kaynaklarının aşırı kullanımı ve vahşi sulama gibi insani faaliyetler, toprağı aşındırıyor. Eğer önlem alınmazsa, İç Anadolu’daki gibi obruklar oluşabilir” uyarısında bulundu.
İklim Değişikliği Değil, İnsan Etkisi Su Kaybının Temel Sebebi
Salda Gölü’nün yalnızca yağmurla beslenen bir göl olduğuna dikkat çeken Dr. Kesici, göldeki su kaybının temel nedeninin iklim değişikliği değil, insan baskısı olduğunu söyledi. Gölü besleyen derelere yapılan göletler, yüzey akışının engellenmesi, yer altı suyunun aşırı çekimi, turizm ve tarım faaliyetlerinin etkisiyle göl, ciddi kirlilik ve kuruma sorunlarıyla karşı karşıya kaldı. Dr. Kesici, gölün korunması için acil tedbirler alınması gerektiğini vurguladı.
Burdur'da turkuaz rengi ve beyaz kumsallarıyla ünlü Salda Gölü'nün yüzey alanı 5 yılda 3 kilometrekare düştü.
Burdur’un doğal harikalarından biri olan, turkuaz rengi ve beyaz kumsallarıyla ünlü Salda Gölü, kuraklık ve insan kaynaklı faaliyetler nedeniyle alarm veriyor. Türkiye Tabiatını Koruma Derneği (TTKD) bilim danışmanı Dr. Erol Kesici’nin yaptığı açıklamalara göre, gölün yüzey alanı son 5 yılda 44 kilometrekareden 41 kilometrekarenin çok altına indi.
ÇEKİLME VE DERİNLİK KAYBI CİDDİ BOYUTLARDA
Mars’taki toprak yapısına benzerliğiyle bilim dünyasının dikkatini çeken Salda Gölü, beyaz adacıkları ve temiz suyu ile tanınıyor. Ancak son yıllarda yaşanan kuraklık ve yoğun insan etkisi, gölde hem su kaybına hem de ekolojik bozulmalara yol açtı. Dr. Kesici, göl kıyılarında 18 ila 100 metre arasında çekilmeler tespit ettiklerini belirtti. Gölün batı kesimindeki beyaz adacıklar boyunca da ciddi çekilmelerin yaşandığını ifade eden Kesici, kod kaybının yüksek olduğunu vurguladı.
DERİNLİKTE BÜYÜK DÜŞÜŞ: 180 METRENİN ALTINA İNDİ
Türkiye’nin en derin göllerinden biri olan Salda Gölü’nün, önceki yıllarda 184 metre olan derinliği, 180 metrenin altına düştü. Gölün huni benzeri yapısı nedeniyle kıyılardaki su kayıpları çok daha belirgin hale geldi. Bazı bölgelerde su seviyesindeki azalma 16 metreyi aştı. Ayrıca, kuruma nedeniyle kıyılarda 20-50 metre arasında değişen derin yarıklar ve kararmış alanlar oluştu.
OBRUK TEHLİKESİ VE TOPRAK ÇÖKMESİ UYARISI
Dr. Kesici, göl çevresinde yaşanan tahribatlara dikkat çekerek, nem kaybı ve su çekilmelerinin toprak yapısında ciddi deformasyonlara neden olduğunu söyledi. “Salda Gölü havzasında asfalt yol yapımı, sondajlarla yeraltı su kaynaklarının aşırı kullanımı ve vahşi sulama gibi faaliyetler toprağı çürütüyor. Eğer önlem alınmazsa İç Anadolu’daki gibi obruklar oluşabilir” dedi.
İNSAN BASKISI, KİRLİLİK VE KURAKLIĞIN ANA SEBEBİ
Salda Gölü’nün yalnızca yağmurla beslendiğini hatırlatan Dr. Kesici, gölde yaşanan su kaybının temel nedeninin iklim krizi değil, insan baskısı olduğunu ifade etti. “Gölü besleyen dereler üzerine yapılan göletler, yüzey akışının engellenmesi, yer altı suyunun aşırı çekimi, turizm ve tarım baskısı gölde kirlilik ve kurumaya yol açıyor” diyen Kesici, gölün korunması için acil önlemler alınması gerektiğini vurguladı.
Salda Gölü, doğal yapısının korunması ve çevresel tahribatın önlenmesi için kapsamlı bir koruma planına ihtiyaç duyuyor. Aksi halde bu eşsiz doğa harikasını kaybetme riski giderek artıyor.
Salda Gölü’nün korunması ve çevresel tahribatın önlenmesi için kapsamlı bir koruma planına acilen ihtiyaç duyuluyor. Aksi takdirde, bu eşsiz doğal güzellik kaybolma riskiyle karşı karşıya kalacak.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.